PSİKİYATRİK İLAÇ TEDAVİLERİ
Toplumda her üç kişiden biri psikiyatrik bir bozukluk yaşamaktadır. Bu denli yüksek oranlara sahip hastalıkların yetkin uzmanlar yani psikiyatristler tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Psikiyatristler tarafından verilmesi gereken ilk karar başvuran kişinin yaşadığı ruhsal ve psikolojik belirtilerin hangi tanıya karşılık geldiğinin belirlenmesidir. Çünkü eğer varsa tanının netleştirilmesi tedavinin kararlaştırılması için ilk basamaktır. Tabi ki her başvuran kişide bir psikiyatrik tanının olması gerekmez, ama bunun dışlanması da yine bir psikiyatri uzmanı tarafından yapılması gerekmektedir.
Tanının netleştirilmesi hekime yine iki seçenekli bir karar ayrımına getirir, bu tanı diğer bir tıbbi hastalığın etkisinde mi ortaya çıkmaktadır. Bu kararın verilmesi genel bir hekim bakışı gerekmektedir. Örneğin aşina olduğumuz bir depresyon tablosunun altından bazen bir tiroit fonksiyon bozukluğu bazen de merkezi sinir sisteminde yerleşik bir kitle olabilir. Ya da ilk atak psikotik bozukluk ile karşımıza gelen hastada başka bir tıbbi hastalık için kullandığı ilacın neden olabileceği akılda tutulmalıdır. Tüm bunlar psikiyatrik ilaç tedavisinin temelindeki ana kuralları belirlemektedir. Bu yanıyla ilaç tedavisi en az psikiyatrideki diğer uygulamalar kadar uzmanlık ve özen gerektirmektedir.

Psikiyatrik tanı netleştikten ve diğer tıbbi nedenler dışlandıktan sonra ilaç tedavisinde bireysel faktörler öne çıkmaktadır. Öncelikle kişinin sosyodemografik ve sosyokültürel özellikleri dikkate alınmalıdır. Kişinin yaşı, boy-kilo ve beden kitle indeksi, eğitim düzeyi, kimlerle birlikte yaşadığı, ekonomik durumu, ek bir tıbbi hastalığının olup olmadığı değerlendirmeye alınmalıdır. Bireysel faktörlerden diğer önemli olanları ise kişinin hastalığının öznel izdüşümleridir. Bunlar kişideki hastalık öyküsü, ailede hastalık öyküsü, daha önceki tedavilere verdiği yanıtlar ya da yan etkiler, mevcut hastalığa ilaçların olası etkisi, birden fazla ilaç kullanılması gerekiyorsa bu ilaçların nasıl etkileşeceği gibi bilgilerdir. Bu bilgilerin hastadan alınması ve ilaç tedavisine başlanmadan önce dikkate alınması gerekmektedir.
İlaç tedavisine karar verirken diğer önemli bir husus ise, kişinin ilaçlara olan uyumunun değerlendirilmesidir. Psikiyatrik hastalıklarda içgörü yani kendisinde hastalığın olmadığını ya da tedaviye ihtiyacının olmadığını düşünme önemli bir klinik özelliktir. Bu durum birçok psikiyatrik hastalıkta görülür ve bu yönüyle maalesef istisnadan öte bir kuraldır. Kişi zaten kendisinde hastalık olmadığını düşünürse ya da ilaçların kendisine faydası olamayacağını düşünürse ilaçlara kullanmak istemeyecektir. Bu açıdan psikiyatriste önemli bir görev düşmekte ve bu direncin aşılması psikiyatrik görüşme ile sağlanabilmektedir.
Psikiyatri ilaçları ile toplumdaki yaygın yanlış inanışlar, ön yargılar bu tedavilere mesafeli yaklaşılmasına neden olmaktadır. Örneğin;
‘psikiyatri ilaçları bağımlılık yapar mı?’
‘psikiyatri ilacını deliler kullanır’
‘psikiyatri ilacı kullanmak acizliktir, senin bu ilaçlara ihtiyacın mı var?'
‘tüm ilaçlar kilo aldırır, cinsel performansı bozar, insanı sersemletir vb.’
son olarak da en sık duyduğumuz ‘hocam bu ilaçlar bağımlılık yapıyormuş’ gibi cümlelerdir. Maalesef toplumda sağlıklı bilgiye ulaşmaktaki güçlük, insanların tekil olarak yaşadığı olumsuz yan etkileri herkeste kaçınılmaz olarak yaşanacakmış gibi aktarması, kaynağı belli olmayan kulaktan dolma bilgiler gibi nedenlerle bu önyargılar yayılmaktadır. Psikiyatrist ilaç tedavisine başlamadan önce tüm bu önyargıları sorgulamalı, bu inanışların altında anlaşılır endişelerin olabileceğini öngörmeli ve tedaviye bu şekilde yön vermelidir.
Psikiyatrik ilaç tedavisi diğer tedaviler gibi süre sınırı olan tedavilerdir. Kişinin mevcut hastalığının seyrine göre tedavi süresi başlangıçta kestirilebilir. Bazı tablolarda bu süre 6 ay iken bazı durumlarda çok daha uzun süreler olabilir. Bu süre tedavi sürecinde değişebileceği gibi, başlangıç ve bitişine psikiyatristiniz ile birlikte karar vermek çok sağlıklı olacaktır. Ayrıca hekiminize danışmadan ilacınızı kesmek, dozunu azaltmak gibi davranışların uygun olmadığı akılda tutulmalıdır. Her bir hastalıktaki ilaç tedavilerine ait bilgilendirme yazılarına blog kısmında ulaşabilirsiniz.
